13 Temmuz 2010 Salı

a thing for me

27 Mayıs 2010 Perşembe

odane!?

O depilde bir bulut gördüm kocaman.
Kocaman olduğu kadar da sanki bulut değil.
Böyle piksel piksel resmen.
Bugar gibi değil kaliteliymiş.

En enteresanından seçmece bunlar abla.

Hayatta en hakiki mürşit para değilmiş teşekkürler aşk-ı memnu.

O kadar çılgınım ki şuan eskişehir otobüs terminaline indim biran ''binsem istanbula mı gitsem trenle'' diye düşündüm ama ne yazıkki cebimde 3haneli rakamlara ulaşcak kadar bile para yok.

Yaaaaaa işte ''You are the reason i'm leaving''

42 VE 122 plakalı araç sürücüsü niye kamyonun heryerine ''ali'' ''alim'' ''alicim'' yazdın gey misin? sorarım!


optimistic sound the radio hıııı!?

Hayatımın belli bir kısmı coco jamboo olsa?!
eyooo

Haribo da eski haribo değil!

İyayoo eee enimıl instik.

atari

Ulusoy koltuklara atari koymuş.Bana birkaç şey anımsattı.Duck hunt falan vardı küçüklük geldi aklım.

Bayaa salakmışız lan.

Her öldükten sonra yeniden doğuyoruz diye üzülmezdik hiç.Ama büyüyünce her yazan GAME OVER'ın ayrı azına sıçtığı bir oyunu yaşayacağımızı nerden bilelim?

Sega mıyız lan biz?

Bazen.

Eskişehir hava müzesinin yanından geçiyordumda keşke bende götüme jet motoru takıp yok olabilsem bazen.

28 Nisan 2010 Çarşamba

üşendim

O kadar üşendim ki gidip üstüme birşey almaya camı kapatmaya.Masa lambasının dibine girdim yüksek voltlu ampülle ısınıyorum şuan evet beynimi yedim!

18 Nisan 2010 Pazar

Uzun Yol

6 saatlik yoldaydım bugün eskişehirden sonra yolun yarısı ormandı.
Bütün yol boyunca koca ayak falan görürüm diye etrafa bakındım durdum göremedim.
Ne ayı gördüm ne de bir kurt E ben ne anladım bu uzun yoldan!?

15 Nisan 2010 Perşembe

30 Mart 2010 Salı

Huzur.

İnsanın çoğu şeyi umursamamasını sağlayan yegane birşey.
Huzurluyken belki de en çok kullandığım kelime E SİKTİR ET NOLCAK!?

13 Mart 2010 Cumartesi

12 Mart 2010 Cuma

!?

Belki de game over.

6 Mart 2010 Cumartesi

Yaaa.

Kocaman bir play doh olmak istiyorum.
Kocaman bir play doh gibi kokmak istiyorum.
Kocaman play dohlarım olsun istiyorum.
Kocaman play doh larım la oynadıktan sonra tırnaklarımın içininin rengarenk olmasını
istiyorum,sonrada 0.7uçlu kalemle tırnaklarımı temizlemek istiyorum.
PLAY DOHHH
DOHHHHHHH
DOHHHHHH
DOHHHHH
DOHHHH
DOHHH
DOHH
DOH
DOH
DOH
DO

23 Ocak 2010 Cumartesi

Tırnak

Gençler şuan yalnız hissediyorum ha.

Vallaha hani kafam çok ağır şuan ve konuşacak tek kişide şuan tırnaklarını yiyor(köpeğim)
Nekadar içaçıcı olur dimi onunla laflasam.
Aslında msn e telefon a bakınca kimseyi bulamamamı varsayarsak bekle beni elişa.

19 Ocak 2010 Salı

Yağmur.

Yazının başlığından dolayı çok duygusal ergen bir yazı bekliyor olabilirsiniz kusura bakmayın.

Aksine birazcık tepkili bir yazı olacağa benziyor ay çok heyecanlıyım.


Bugün kendime masa lambası almam gerekiyordu reşit galip te bildiğim bir elektrikçi vardı hem gider masa lambası alırım o sıradada elişayı gezdirmiş olurum dedim çıktık beraber.

Gittim aldım eve dönüyorum paçalarım sırılsıklam resmen iğrenç ama RESMEN İĞRENÇ.Eve girdiğimde üstümü değiştirmeye üşendim paçalarımı dizimi kadar katladım zaten 10beden boldu tam zenci oldum eğlendim kendi çapımda.

Neyse lambayı taktım derken elişa yatağa zıpladı keyif yapıcaktı farkettim ki pazar günü değiştirdiğim çarşaf yorgan vesayirenin üstü çamur ıslaklık falan neden çünkü yağmur yağdı resmen iğrenç.

Buarada elektrikçiden süslü rengarenk yılbaşı süsü almıştım tavanıma asarım gece uyurken zevkli olur diye bir tane rengin tüm ampülleri yanmıyordu.

Dershaneye yetişmek için o bozuk süs ışığını çantama koydum çıkışta eve dönerken değiştiririm dedim kendi kendime.

Otobüsün içi feci nemli,sıcak,boğuk,basık böyle resmen iğrenç.
Zaten trafikte vardı feci bir şekilde çünkü yağmur yağmıştı.

Dershanede sınıfta uyumayayım diye çikolata yedim bol bol sonra sen gel 3.dersin sonunda bir diş ağrısı gir 20lik mi çürük mü anlamadım ama anam ağlad.

Neyse dershaneden çıktım biraz daha yağsa adı sağanak olacak o şekilde yağmur yağıyor.
Ve sanki her su damlasında insanlar biraz daha salaklaşıyor gibi.
İnsanlar yürümeyi unutuyor.
Ya önüne bakmadan yürüyorlar ya da hem önüne bakmıyor hemde elindeki şemsiyeyi oyuncak gibi kendi ekseni etrafında çeviriyor yada abuk subuk hareketler yapıyor.
Kör olmadığıma şükretmeliyim.

Bir durak erken indim otobüsten ışıklı zamazingoyu değiştirmek için yürüdüm o kadar sen elektrikçi dükkanı kapat!

Neyse bukadar kafam hala ıslak.